7 Mart 2013 Perşembe

Ben Bir Deliyim

ben bir deliyim
Deli olmak işten bile değil!

Kimdir deli? Toplumun dediklerini yapmayan, kalabalığı takip etmeyen, kendi yolunu çizene deli diyoruz. Kimse deli olmak istemez. Hatta Allah yazdıysa bozsun gibi laflar ederiz. Deli olmaya karşı direniriz. Kim deli olmak istesin ki? Toplum içindeki tüm çaba, eğitim, kariyer bizi akıl irfan sahibi insanlar olalım diye, delirmeyelim diye yetiştirdi. Yani kalabalığın arasındaki, kalabalığı takip eden herhangi biri olalım diye.  Biri elini kaldırırsa biz de kaldıralım diye, ne için olduğu çok da önemli değil.

Elalem güler! Böyle bir inanış var. İnsanlar bir fıkrayı, espiriyi anlasın yada anlamasın güler. Sadece güler. Eğer sen gülmezsen delisindir. E sen de gülersin. Kimisi iki defa güler. Biri toplum için, diğeri de espiriyi anladığı zaman. Biri sadece bir defa güler, toplum için. Biri hiç gülmez, espiri nedir bilmediği için.

Deliler bu gezegeni terkettiği an bütün eğlencesi kaçacak bu dünyanın. TV kanalları kapanacak, acun macun kalmayacak. Deliler eğlencenin temel kaynağı. Özel ve farklı birşey yaparlar siz gülersiniz, alkış tutarsınız. Ancak etrafınızda aynı şekilde davranan birilerini görseniz onlara kızar ve deli muamelesi yaparsınız.
Deliler sizi güldürür. Sizi mutlu eder. Onlar sizin için olmazsa olmazdır. Tanrı bile ilim irfan sahibi, akıllı uslu insanlardan sıkılmıştır. O da delileri sever. Onun da çok normal olduğu söylenemezJ.

Yaradılış devam ediyor. Amaçsızca. Biri amacı olmayan anlamsız bir şey yapsa ona deli diyoruz. Herşeye bir neden, bir anlam yüklemeye çabalıyoruz. Ruyalarımızın bile yorumlarını yapmaya çalışıyoruz. Neden peki? Rüyanda uçtuysan, yarasa gördüysen, seni köpekler kovaladıysa nolmuş? “kıçın açıkta kalmış” der geçerdi büyüklerimiz. Kendini akıllı ilan eden herkes herşeyi anlamaya çalışır. Birşeyi yapmanın ancak mantıklı bir sebebi olmalı.

Deli birşeyi yapar ve ondan birşey beklemez. Yaptıklarının bir anlamı ve amacı yoktur. Biri acayip birşey söylediğinde “deli olma” deriz. Deli olmanın nesi kötü? Kalabalıktan ayrı durmanın, yalnız yürümenin, yalnız hareket etmenin, farklı hareket etmenin nesi kötü? Kalabalık ne isterse yapsın, ben sadece kendi istediğimi yaparım.

Evren çeşitliliklerle dolu. Gezegenleriyle, insanıyla, hayvanıyla, doğasıyla... Hiç kimse bir diğeriyle aynı değil. Herkesin kendine has bir özelliği var. İki parmak izi asla örtüşmüyor.

İşte deli de kendine has olanı yapıyor, diğerleri tarafından kabul edilmeyeni. Uzaylı olup dünyaya geldiğinizi farzedin. Olan o ki hem de futbol maçına denk geldiniz, stadın üzerindesiniz. 20 kişi bir topun peşinde koşturup duruyor. Birbirlerini düşürüp sert davranıyorlar. Topu filelere göndermeye çabalıyorlar. Her fileyi birer bekçi koruyor. Topun hangi fileye değdiği çok önemli. Binlerce kişi onlara bağırıp çağırıyor.  Neden bu bağırış çağırış? Topu alıp sadece fileye bıraksalar ya kardeş kardeş. Çok komik gelmez mi böyle bir şeyi seyretmek yukardan? 22 delinin oynayıp, 20bin delinin seyrettiği birşey. Oyun oyundur, çünkü aptalcadır. Oyunda bir anlam, amaç, rekabet aradığın an oyunu mahvedersin.

Biri size deli dediğinde sinirden delirirsinizJ halbuki büyük bir iltifattır bu. Özgürce hareket eden, özgür olan sizsinizdir. Özgürlüğü deneyimlemeyen biri deli olamaz. Tanrı da delileri sever. Akıllıların felsefesi ve yaptıkları planlar ona sıkıcı gelmeye başlamıştır. Kendi hakkında yazılan sayısız kitaptan da sıkılmış olmalı.
Bütün bir hayatı oyun haline getirmek sizin de elinizde. Oyundan kastım, amacı olmayan. Sadece oyna ve keyif al. İşte asıl ibadet budur, bir kutlayıştır bu. Tanrıyı kzıdıracak birşey yapman söz konusu bile değil. Seni her an cezalandırmak üzere, bir yanlış yapmanı bekleyen biri değil o. Onu yargılayan, cezalandıran, zalim bir karaktere dönüştürmek en büyük hata. Eğer birşeyi yapmanı istemese, zaten kesinlikle bunu yapamazdın emin ol.

Şimdiye dek olan biten herşey bir rüyaydı. Güldün, ağladın, sinirlendin, sevgi doldun.. Tanrıya göre tüm bu yaşadıkların çok eğlenceli idi. O seyrediyor. Hayat bir oyundan ibaret.

Yaşamaktan asla korkmayın, her zaman gerekli destek arkanızda.Yediğiniz her çimdik sizin iyiliğiniz için. Hayat yaşamaya değer, yoksa doğduğunuz andan itibaren birgün öleceğinizi bile bile yaşamazdınız değil mi? Bu dünyaya sadece fatura ve vergi ödemeye gelmediniz.

Gece gündüz deli gibi çalışıyorsunuz. Pardon burdaki deli çok çalışmak için kullanıldıJ Pazartesi sendromuyla başlayan hafta, Cuma’yı iple çekmekle bitiyor. Her gün aynı yorgunluk, ye, iç, yat, sabah yine kalk. Haftasonu aynı şeyler, aynı sorumluluklar, aynı gidilen yerler, buluşulan insanlar, dedikodular.
Kalabalıkla nasıl eğleneceğinizi anlatayım. Çok konuşmayan biriyim ama bu eğlenmemi engellemez. 5-6 kişi biraraya geldiğinde koyu sohbet başlar. Siyasetten konu açılır. Muhabbetin arasında araya bir futbol geyiği sokarım, muhabbet 180 derece değişir, konu futbola döner. En koyu kısmında havalardan bahsederim, konu yağmura, çamura, bozuk yollara döner. Çok büyük eğlenceJ

Tüm bilge kişiler birer delidir. Dünya yuvarlaktır dediğinde Galileo’yu deli diyerek asmaya kalktılar. Etrafımızda hayata dair herşey değişirken bizim içimizde değişmeyen tek şey tüm bunların farkında olmamızı sağlayan referans noktasıdır. Bu sizin siz oluşunuzdur. Bu hayatın kaynağıdır. Bu bilgeliktir.
Deli herzaman rahat, sakin, özgür ve mutludur. Sahip olduklarıyla ilgilenmez. Sahip olduklarınız sizi nereye taşıdı bir düşünün, siz mi onlara sahip oldunuz, onlar mı size?

2 yorum: