19 Mayıs 2016 Perşembe

Enerji Vampirleri

Daha önceki yazılarımızda çöp kamyonu benzetmesi ile insanların gelip gidip çöplerini nasıl size boşalttığına değinmiştik. Şikâyeti olan, derdi olan, sıkıntısı olan, dedikodusu olan yana yakıla koşarak gelir ve içindeki her şeyi üzerinize kusmaya başlar. Bazen sadece yanınızda olmaları da yeter onlara. Her ikisinde de büyük bir rahatlama yaşarlar. Ancak bu onlara sizin enerjinizden beslenme hakkı ya da enerjinizi emme hakkı vermez. Sizin de buna karşı savunma kalkanlarınızı indirmiş olmanız gerekir.

Eğitim verdiğim öğrencilerden bazıları ara sıra bu şekilde arayarak dertlerini benimle paylaşmak isterler. Daha anlatmaya başlamadan onlara dediğim şudur: “Kusura bakma. Eminim anlatacakların senin için çok önemli ama benim için değil. Çöpünü bana boşaltmana izin veremem. İstersen beraber öğrendiğimiz teknikleri uygulayarak nefes çalışması yapabiliriz. İstersen meditasyon yaparız. İstersen geçmişi temizleme çalışması yapar, çakralarını dengeleriz. İstersen Çigong yaparız. Tüm bunlar seni içinde bulunduğun beta durumdan alfaya taşımakta işe yarar. Sana ancak bu şekilde yardımım dokunabilir. Öğretiler sadece öğrenmek için değil, bizzat en gerektiği zamanda uygulamak içindir.”
Gelelim bu enerji vampirlerine. Etrafınızda öyle insanlar vardır ki, onların yanında kanınız çekilmiş gibi hissedersiniz. Kimisi çok konuşur, kimisi hiperaktiftir, kimisi kötümserin, kimisi de Polyanna’nın önde gidenidir, ama bir şekilde onların yanında kendinizi bitkin, depresif, halsiz, tükenmiş filan hissedersiniz. Telefonda bile konuşsanız, konuşma bittiğinde bitkin halde bulursunuz kendinizi.
Enerji vampirleri kendi enerjilerini üretmek yerine başkalarının enerjilerinden beslenirler. Parazit gibidirler. Günün sonunda kazanan onlar, kaybeden siz olursunuz. Onlar sizinle olan beraberliklerinden dolayı kendini daha iyi hissederken siz bombok hissedersiniz.
Elbet buna çare var. Her şey enerjiden ibaretse, enerjinizin efendisi de sizlersiniz. Bedeninizde ve auranızın etrafında akan enerjinin sadece kendi sınırları içinde kalmasını sağlarsanız; ne enerjiniz dış güç tarafından çalınabilecek, ne de dışarıdan içeriye bir sızıntı olacaktır.
Eski Çin efsanelerinde erkekleri baştan çıkararak onların en kuvvetli cinsel enerjilerini çalarak kendi ölümsüzlüğünü pekiştiren cadılardan (huli jing) bahsedilir. Bunun dışında işin karanlık tarafında yer alıp insanların enerjileriyle oynayan enerji ustaları da vardır. Buna bazılarımız büyü de diyebilir. Bizler buna Negatif Çigong diyoruz. Enerjinin bütünün hayrına değil, kişinin zararına kullanımına yönelik olduğu için.
Normal insanlarda ise, birinin enerjinizi emmesi için enerji ustası olması gerekmez. Sürekli aynı ortamı paylaştığınız insanlardan sürekli olumsuz düşüncelere sahip olan, sürekli hasta ve problemli insanlar varsa, onlar da enerjinizi sömürmek için ordadır. Bunların çoğunda kasıt yoktur.
Enerji vampirlerini savurmanın türlü yolu vardır. Bunlardan en güçlü olanı meditasyonun kendisidir. Meditasyon esnasında ya da özel olarak tekrarlanan şifa tonlamaları ve mantraların da gücü inanılmazdır. Evinizdeki en sevimli dostlarınız kediler bile sizi istenmeyen güçlerden koruyacak tılsımlara sahiptir. Çigong çalışmalarında biz bunu yin-yang dengesini kurarak başarıyoruz. Her çalışmanın sonunda yaptığımız temizlik ve arınma hareketleri ise üzerimize kazara yapışmış bedenli bedensiz tüm varlıkların istenmeyen enerjilerinden bizleri arındırıyor. Yaptığımız ve ustalaştığımız Çi toplarını kodlayarak ve onlara çeşitli renkler vererek koruma ve şifa amaçlı kullanabiliyoruz. Bu şekilde psişik enerji kalkanları yaratabiliyoruz. Yine Çi enerjisi ve topları sayesinde sadece şimdiki değil, geçmişteki enerji kalıntılarını da temizleyebiliyor, kendimize şifa kazandırabiliyoruz.
Çigong’un ileri tekniklerinde karşındaki insanı Çi enerjisi ile etkisiz hale getirmenin yolları öğretilir. Bunun için Neikung, Çigong ve meditasyonda ileri derecede ustalaşmanız gerekir. Ancak bunu yaptıktan sonra bile etkisiz hale getirdiğiniz kişiye şifa verip onu tekrar ayağa kaldıracak olan kişi sizsinizdir. Bu yüzden herhangi bir güç beraberinde büyük sorumluluklar getirir. Bu da bir yin-yang dengesidir.
Üzerinize yapıştığını hissetiğiniz istenmeyen enerjilerin ya da bedensiz varlıkların tek bir beslenme kaynağı vardır, o da sizin korkularınızdır. Korku ve korkunun türevleri olan negatif ne varsa onların besin kaynağıdır.
Bu tavsiyem pek çok enerji ustasını kızdıracaktır ancak kendinizi işinin ehli olduğundan emin olmadığınız insanların eline yok çakra açmak için, yok inisiye olmak için, şunun bunun için bırakmayın. Çakranızı kendiniz açabilir ve dengeleyebilirsiniz. Birinin başka birini inisiye etmesi ise batı uydurmacasıdır. Parayı bastırırsın, telefondan bile inisiye eder; üçüncü, beşinci seviyelere yükseltir seni. İşinin ehli olmayan kişilerin üzerinizde yaptığı bilinçsiz çalışmalar ve sizin buna izin vermeniz sonucu açılan kapılardan, aynı bilgisayar korsanlarının yaptığı gibi içeriye nelerin sızacağı hiç belli olmaz. Bedeninizde belli başlı yerlere, özellikle de kuyruk sokumu gibi yerlere yapışarak sizden beslenmeye ve bazen sizi yönetmeye başlarlar.
Çocukları üzerinde sürekli baskı kuran, onları küçük düşürüp travmalara neden olan, korku ve otorite yaratan ebeveynler de birer enerji vampiridir. Bunu öğretmenler öğrencileri üzerinde, eşler ve dostlar birbirleri üzerinde de çoğu zaman uygular. Doktorların hastaları üzerinde, politikacıların ya da din adamlarının onlara inananlar üzerinde yaptığı da budur.
Kadınlar erkeklere göre daha vampirdir. Kadınlar erkeklerin enerjisini emer demiyorum; kızmayın :) Kadın, kadının enerjisini çoğu zaman daha çok emiyor. Spiritüel açıdan gelişimi olmayan çoğu kadın enerji yaymak yerine emmeyi tercih eder. Erkeklerin çoğu kadınlara göre daha rahat ve vurdumduymaz olduklarından onların vampirlikleri daha zayıftır.
Peki, insanlar enerjiyi birbirinden nasıl çalıyor?
İlki korku ve korkunun türevleri, özellikle de baskı ve şiddet. İkincisi ise pohpohlama, baştan çıkarma, kışkırtma, gaz verme gibi şeyler… Her ikisinde de amaç kişinin dengesini bozmaktır. Biz buna yin-yang dengesinin bozulması diyoruz. Çoğu vampir ikisini çok güzel bir şekilde birleştirerek kullanır.
Çi enerjisi bedenimizde normal ve kusursuz akışını yaparken, vampirin müdahalesi ile bu akış bozulur. Bu meridyenlerin ve çakraların da dengesini bozar. Bu yüzden enerji içerde kalmayı beceremeyip dışa çıkmaya ve vampir tarafından emilmeye başlar. Vampirler genelde iki kişinin orantısız güç dengesinden doğar. Biri diğerine göre daha güçlü, daha deneyimli, daha otoriter ise vampir olan genelde odur. Vampir şekilden şekle girerek istediğini elde eder. Gerektiğinde ağlar sızlar, gerektiğinde şirin olur, gerektiğinde çok hassas olur. O anda durum neyi gerektiriyorsa o role bürünür.
Vampir araç gereçleri
Kelimeler: genelde karşı tarafı alaşağı etmenin en etkili yoludur. Yine yukarda bahsi geçen pohpohlama, yıkama yağlama işleri için de birebirdir. Kelimelerle korkutabilir, endişe yaratabilir, taciz edebilir, tahrik edebilir, gerçekleri saptırabilir, kandırabilirsiniz. Bu şekilde karşı tarafın enerjisiyle kolaylıkla oynayabilirsiniz. Bu da sizi başarılı bir vampir yapar.
Ana babalar çocuklarına karşı seslerini yükseltirler, onları sebepsiz yere eleştirirler, baskı altında tutarlar; başka türleri ise tam tersi aşırı el üstünde tutar, ne isterse yapar, sürekli yüceltirler. Bu ikincisi iyi niyetle bile yapılmış olsa karşı tarafın enerji alanının dokunulmazlığının ihlalidir.
Doktorlar, öğretmenler, politikacılar, din adamları ve satışçılar manipüle eden kelimelerle enerjinizle oynarlar.
Davranışlar: beden ile yapılır. Seksi bir duruş çok şey değiştirebilir. Mimikler, suratın aldığı şekiller, bakışlar, yürüyüşünüz, duruşunuz, hatta ufak bir gülümseyiş enerji vampirliği için yeterlidir.
Giysi: insanlar giydikleri cübbelerin altında kimlik sahibi olmaya alıştıklarından, pek çok insan da bir diğerinin giydiği üniformadan etkilenerek enerjisini kaptırmaya meyilli duruma gelir. Bir doktorun giydiği kıyafet hastayı hemen teslimiyetçi konuma sokar. Bir asker ya da polis üniforması sizi itaat etmeye sürükler. Kravatlı takım elbise ast üst ilişkisini belirler. Seksi giysiler, merak uyandıran dekolteler erkeklerin enerjisini alaşağı etmeye yeter. Giysinin rengi, şeffaflığı, dokusu, kat yerleri, markası gibi şeyler bile enerji üzerinde etkili rol oynar.
Saçınızın stili, rengi, makyajınız, kirli sakal, kısa saç, boy pos endam gibi daha pek çok faktör araç gereçlerin içinde yer alır.
Enerjinizin çalındığını nasıl anlarsınız?
Enerjinizi bozan herhangi bir his, o anda enerjinizin çalındığına işaret olabilir. Mesela alışveriş merkezlerine, barlara ya da kumarhanelere girdiğinizde aşırı yorgunluk, tükenmişlik hali hissedersiniz. Çünkü tüm bu yerler enerjinizi emmek üzere inşa edilmiştir.  Amaç oralara paranızı bırakmanızdır, hem de en hızlı şekilde.
Travmalar enerji vampirleri ya da kurbanları yaratır.
İnsanlar hayatlarını genellikle yaşadıkları deneyimlere göre kurarlar. Bu tip insanlar kurban rolüne en yatkın tiplerdir. Bunların enerjisini sömürmek çok kolaydır. Ya da sözde bu acınacak halleriyle senin benim enerjimizi emerler. Geçmişi şifalandırıp travmalarını iyileştirenler ise artık başkalarının enerjilerini sömürme ihtiyacı duymazlar ya da kendi enerjilerinin emilmesine artık izin vermezler.
İnsanın kendisini Tanrı’dan ayırt ettiği ya da diğerleriyle BİR olduğunu idrak etmesine engel olan tek şey deneyimleri ya da travmalarıdır.
Sevgi koşulsuz sunulduğunda vampirliğin tam zıddıdır, ama koşullu sunulduğunda işin içinde beklentiler vardır, planlar vardır, fedakârlığın içinde kâr amacı vardır. O zaman bu tarz sözde sevgiler vampirliğe hizmet etmeye başlar. Karşı tarafın enerji alanının dokunulmazlığı ihlal edilir. Bencillikle sevgi birbirine karışır. İlk fırsatta sizi aldatmaya meyilli bir tip olarak yarattığınız karşı taraf, enerjisini emmeyen kişiyi tercih eder hale gelir. Kimisi bu alma verme işini o kadar kabullenir ki, onun için vampire hizmet etmek çok yüce bir görev halini alır. Hatta ondan (emilmekten) beslenir hale gelir.  Belki gönüllü olarak sunulan enerji çalınan enerjiden iyidir kim bilir.

1 yorum:

  1. Kadınların birbirinin enerjisini bu kadar fazla almalarının sebebi kıskançlık diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil